8 Eylül 2010 Çarşamba

Bir sana bir de bana - Taipei Exchanges

Tayvan'dan sessiz sakin, biçemsel bir film Taipei Exchanges. Doris'in ofisteki işinden ayrılıp, bir kahve dükkanı açmasıyla başlıyor. Doris'in amacı özgür olduğu, yeteneklerini gösterebileceği kendine ait bir dükkan kurmaktır. Biraz da annelerinin isteğiyle Doris'in daha az sorumluluk sahibi kız kardeşi Josie de ona yardım etmeye başlar. Kahve dükkanının açılışında arkadaşları hediye olarak tuhaf eşyalar getirirler. Bu eşyalarla nasıl başa çıkacaklarını düşünürken Josie bunları eşya veya iş karşılığı değiş tokuş yapabileceklerini keşfeder. Dükkan giderek insanların eşyaları, öyküleri, kanepeleri ve hatta hayalleri değiş tokuş ettiği bir mekan haline gelir.Bu filmde geçen her şey - ilişkiler olsun değerler olsun - değiş tokuş hakkında. Bir olay örgüsü, renkli karakterler ve faklı hayat arayışları var, ama hepsi dönüp dolaşıp paylaşma kavramında anlam buluyor. Bu kahve dükkanında sadece kahve ve pastalar parayla alınabiliyor, diğer eşyaların değeri başka eşyalar veya hikayelerle ölçülüyor. Dolayısıyla bunlar, elde etmek için sadece para gereken nesnelerden farklı olarak içsel bir anlam taşıyorlar.
Tüketim hırsıyla tek tip üretilen modern eşyalara anlam yüklemek zor olduğundan olsa gerek dükkana girip çıkan eşyaların çoğu nostaljik. Doris'in kahve dükkanı da alacalı bir şekilde dekore edilmiş benzerlerinden farklı olarak bir ruh taşıyor. Hayatımızda para fazlasıyla temel bir gerçek haline geldiği için başka türlü düşünmek zor geliyor ama film insana dair çok daha eski bir gerçeği anlatıyor. Eski bir kitap bizi marka bir eşyadan daha iyi ifade edebilir ve yeri geldiğinde bu kitap iki şarkıyla takas edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder