27 Aralık 2011 Salı

LDR No.2: Like Crazy

-Turkce karakterlerim intihar ettikler... Boyle noktasiz filan idare mecburen....-

Kendi kendilerini ve de bunu kullanarak iliskilerini katleden gencecik bir ciftin oykusune konuk oluyoruz.

Universitede tanisan ve asik olan bir ciftimiz var. Asklari oylesine guzel ki, var olduguna inanmamak elde degil. Bu askin bir yani Ingiliz, diger yani Amerikali. Elmanin tek yarisi digerine tutanabilmek adina vize ihlali yapinca evine postalaniyor ve filmin esas zorlu gunleri bu noktada basliyor.
Her ne kadar birbirlerine delicesine ama bir o kadar da sakin asik olsalar da mesafe, daha da beteri saat farki, cok daha beteri is temposu engellerine bir bir takiliyorlar. Bunlari asmak icin delicesine ugrastiklari da soylenemez gerci... Filmin basindaki o guzelim aska ilk ihanet bu noktada geliyor sanirim.

Sonra bir gun oglan dayanamayip kizi ariyor, dogruca Ingiltere'ye yollaniyor. Kolej ve hemen sonrasinda yasadiklari gibi son derece romantik ve guzel gunlerle oglanin donme vakti geliyor. Ancak iki minicik detayla, kiz oglanin aklina kurdu dusuruyor ve "acaba baskalariyla gorussek bu zorlugu atar miyiz" diyor, romantizmi yakalayana kadar olan mesafeli tutum da eklenince gorusmeme karariyla yine ayriliyorlar. Herkes kendi hayatina devam.... edemiyor ne yazik ki, gunun birinde kiz tekrar ariyor ve evlenelim mi diyor... Bu esnada oglan isini oturtmus ve bir de sevgili bulmus durumda, disaridan mutlu gorunen de bir iliskisi var... Evlenme teklifinin saniyesinde sevgiliden ayrilip yine Ingiltere'ye...
Iste kendilerini ve o sapsahane duygulari bitirme kismisi bu noktadan sonra freni bozuk araca donusuyor. Kizin da kendi hayatina devam ettigi ortaya cikiyor, evlendikten sonra da vize yasagi kalkmayinca bunca zorluga dayanamayan ciftimiz tek solukta ayriliyorlar - ama bosanmiyorlar.

Arada ikisi de yine baska iliskiler kuruyor, mutlu mesut takiliyor ama ara sahnelerle bir turlu birbirlerini unutmadiklarini bize yediriyorlar. Kizin vizesi onaylaniyor, her ikisi de iliskilerini tek celsede birakip birlikte yasamak uzere Amerika'da bulusuyorlar. Bundan sonrasi son derece gercekci... Onca sure birbirleriyle konusmayan, ozlemelerine ragmen kiskancliklarini asamayan ve dahasi baska iliskiler yasadiklarindan o saf ve guzel cift yerini iki yabanciya birakiyor...

Filmin sonu tamamiyle nasil baktiginiza bagli olarak size birakilmis. Beni iliskiler konusundaki karamsarligim belli, o yuzden bu cifte olesiye kizdim... Boyle duygulara sahip olup aradaki engelleri bahane ederek o duygulari o kadar kolay biraktiklari icin, tamamen yalan duygulara inanip gercekleri yok ettikleri icin, iki tarafin da birbirinden sogumasina bu kadar izin verdikleri icin, sevgililerini kandirdiklari icin, birbirlerini kandirdiklari icin ve dahasi kendilerini kandirdiklari icin...
Sahane sahne kurgulari var filmin, resmen o resim karelerin icinde hissediyorsunuz, ve zaman kurgusu oylesine guzel islenmis ki, hayran olmamak elde degil. Bugune kadar gordugum en guzel bekleyis sahnesi kesinlikle bu filmde. Kizla birlikte havaalaninda beklermis gibi hissediyorsunuz, insanlar geciyor ama zaman bir turlu gecmek bilmiyor sanki... Minicik dokunuslarla bezeli, sinir bozan ama bir o kadar da izleme isteginizi bir an bile kaybetmediginiz bir film yapmislar, basrollere de taninmadik yuzleri koymuslar ya aslinda bu bile yeterdi sevmek icin, ama acimasizligina ayrica bayildigimdan o ilk yariyi tekrar tekrar izleyecegim, orasi kesin.
Bir de filmin afisi konunun akisina oylesine guzel uymus ki... Silinen duygulari silinen harflerle vermek nasil da guzel bir fikir. Bloga ilk kez afis koyduracak kadar guzel hem de...

2 yorum:

  1. Çok merak ettim bu filmi, puanı da yüksekmiş:)buna benzer olarak "going the distance"ı izlemiştim, o da fena sayılmazdı.. bu arada mutlu yıllar:)

    YanıtlaSil
  2. tesekkurler =))
    going the distance'a da yazmistik zaten, uzak mesafe iliskilerini de seri yapiyoruz bakalim ama cok fazla cekmiyorlar ne yazik ki...

    size de iyi yillar tabii bu arada =)

    YanıtlaSil