7 Temmuz 2009 Salı

Zavet - De Get!

-Uzun bir aradan sonra dönüşü neden nefret ettiğim bir filmi yazarak yapıyorum hiçbir fikrim yok. -

Bu filmi Emir Kusturica'nın çektiğine inanmıyorum. Hatta inanmak da istemiyorum. Bu filmi mümkün olan en kısa sürede unutmak, kafamdan çıkarabilmek için kelimelere döküyorum sanırım.

İlk 20 dakikası çok eğlenceli bir köy filmi gibi duran bu film, tam alıştığınız ve artık bırakamayacağınız anda şehir hayatına geçerek ters köşe yapıyor. O köy hayatının samimiyeti komple yok oluyor ve hızla unutulmak istenen bir filme dönüşüyor.

Konu basit ama eğlenceli görünen, ama ne basitliği ne de eğlenceyi veremeyen cinsten. Esas oğlumuzun dedesi artık ölümün yaklaştığını düşünerek çocuğu şehre gönderir ve kendisine söz verdirir: İneklerini satıp, bir Aziz ikonası, bir hatıra ve bir gelin almadan gelmeyecektir. Tam bu noktaya bir dip not düşelim: Zavet söz vermek anlamına geliyor.

Tsane'nin öyküsü o çocuk birazcık daha büyük olsa belki eğlenceli olabilirdi ama o kadar küçük bir çocuk için bu hikaye hiç keyifli olmamış.

Köy kısmından başlayalım en iyisi yazmaya. Köyde dedesiyle yaşayan Tsane keyifli bir çocuk. Okula gidiyor, ama okulun tek öğrencisi. Müfettiş geliyor bir gün ve okulu kapatma kararı alıyor. Bu arada müfettiş dedenin de aşık olduğu öğretmene aşık oluyor. Bu sahneler müthiş yaratıcı ve canlı. Bir o kadar eğlenceli ve merak uyandırıcı, çünkü dede yaratıcı bir kişilik, ve bir elmalı havuz sahnesi var ki gerçekten çok çok güzeldi. Dede havuz/banyoya tamamen yüzeyini kaplayacak şekilde elmaları döküyor ve çocuk süt banyosu gibi elma banyosu yapıyor. Elmalar da köy elması!

Bu 15-20 dakikalık keyifli bile sayılabilecek zamandan sonra şehir kabusu başlıyor. Şehir kabusunun daha ilk sahnesinde hayvanlarla ilişki konuşması giriyor ki, öyle çok yenilir cinsten değil. Yaklaşık 5 dakika süren bu sahne, en sonunda yeter be dedirtiyor. İşin enteresan yanı bütün film boyunca bu hayvanlara eziyet muhabbeti sürüp gidiyor.

Tsane bu hayvan manyağı adamla karşılaşıyor. Tsane dediğimizde hepi topu 10 yaşlarında bir çocuk. İneği çaldırıyor, peşinden gidiyor. Türlü maceraya balıklama dalıyor, arada da aşık oluyor.

Aşık olduğu kızı köprüde görüyor. Jasna şehirde yaşayan bir öğrenci. Annesiyle kalıyor. Anne striptizci ama öğretmen sanıyor bizim kızımız, ya da öyle kabul ediyor. Her ne olursa bu filme bir dram ya da duygu katmıyor. Zaten herkes her şeyi fazlaca kolay kabul ediyor, ama bir mantık çerçevesinde değil. Sanırım film zaten genel olarak 6-10 yaş için çevrilmiş.

Bundan sonrası Jasna'yı ayartmak, kötü adamları def etmek, dedenin yanına dönebilmek gibi özetlenebilir. Dedenin köyünde de curcuna durmamakta, herkes azgın öğretmeni kapmaya çalışmaktadır.

Tsane şehirde dedenin bir yakının akrabaları olan her şeye kafa atabilen iki kardeşten yardım almaktadır. Bu iki kardeş de hayvan meraklısı adamla iş yapmaktadır. Hayvan meraklısı adam bir kulüp işletmetedir, ve striptizciler çalıştırmaktadır. Tsane'nin ilk kez milli olması için onun hizmetine verdikleri kişi ise Jasna'nın annesidir. Jasna ise Tsane'nin biricik aşkı. İşte böyle halka şeklinde kişi bağlantısı var filmde. Elbette neticede iyiler birlik olur, kötüleri alt ederler. Bu esnada bizim de içimiz bayılır, o ayrı.
O kadar çok hayvanlarla ilişki konusu geçiyor ki filmde, bir yerden sonra cidden uzaklaştırıyor filmden.

Durmaksızın hareket var filmde. Saniye durmuyor, ama öyle hiperaktiflik hareketi şeklinde de değil açıkçası, bir yerden sonra çok fena bayıyor. Özetle bu filmi Emir Kusturica'nın çektiğine inanmıyorum. Hatta inanmak da istemiyorum. Ve en kısa sürede unutmak istiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder