Bir Tony Gatlif filminden ne beklerim? Müzik, çingeneler, hareket ve şapşahane bir konu. Daha önce Bıkkın'ın da dediği gibi alaya almaz Tony Gatlif çingeneleri, onların gözüyle görür. İşte tam da buna güvenerek izledim Vengo'yu.
Bundan sonrası hayal kırıklığı diyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü Tony Gatlif tamamen şahsi fikrime göre bu filmde bambaşka suları çok güzel işlemiş. Konu tam olarak çingene filmi değil, hatta çingeneler filmin rengi rolündeler. Arada bir geliyorlar, duruma uygun şarkılar söylüyorlar, sonra başrolü başkalarına bırakıyorlar.
Bir tür kan davası hikayesi, ancak kan davası güden her iki tarafta çok acı içinde. Biz taraflardan sadece birinin
yanındayız. Amca ve yeğeni arasındaki sıcak ilişkiye özeniyoruz. Yeğen özürlü, ancak kafa fıldır fıldır, kızlara ve eğlenceye düşkün. Amca yeğenini mutlu etmek için devamlı partilere götürüyor. Ancak aslında yeğen hep amcanın kızını sevmiş. Sorun şu ki amcanın kızı yıllar önce ölmüş. Amca da bu acıyla başa çıkmaya çalışıyor. Bir türlü çıkamıyor, ve bunu bizim gözümüze sokmak yerine onun gözlerindeki acıyla vermiş Gatlif.
Yeğenin babası bir aileden birini öldürmüş, peşi sıra kaçmış. O aile de kanlarının peşinde. Oğlu olduğu için yeğenin kanını istiyorlar. Amca ise kardeşini korumak, yeğenine sahiplenmek ve kan davasını bitirmek arasında bir yerlerde bocalayıp durmakta, ve bu arada da sıklıkla rakı şişesinde balık olmakta. Bu kadar sorunun ortasında kızını çok özlemekte. Ailenin başındaki kişi olarak bütün sorumluluğun sırtına binmesiyle devamlı olarak diğer aileyi ziyarete gidiyor ve tüm amacı aslında yeğenini kurtarmak.
Bize her konu arasında çok güzel şarkılar dinletiyorlar filmde, sahneler her zamanki gibi çok çok hoş, ve müzikler için bir konuya gereksinim duymuyorlar. Filmin genel olan o acı yönünü amcanın gözlerinden ve bu çingene şarkılarından veriyorlar.
Sonunu söylemiyorum elbette, ama bir anda ve çok vurucu bir şekilde bitiyor. Karizmatik insanların birarada toplandığı bu İspanyolca film bittiğinde içinize birşeyler oturuyor, ve o şeyler gülümsemenize tam anlamıyla engel oluyor. -Tony seni çok seviyoruz!-
O halde en azından başlangıcındaki neşeye ve sonundaki hüzüne dair bir ipucu verir diyerek filmin başından ve sonundan iki video koyabiliriz artık...
Filmin Başı: "Flamenko Sufi"
Filmin Sonu: "Naci En Alamo"
naci en alamo. İlk dinlediiğimden bu yana hayatımın şarkısı olmuş, çingenelere ve müziklerie olan ilgimi arttırmıştır. Ne söylediğini anlamasanız bile acısını hissedebiliyorsunuz. Sonra araştırmalarım beni vengo ile buluşturdu. Hüzün dolu bir hikayeyi izlerken kendinizi flamenkonun akışına bırakabiliyorsunuz. İspanyollarla benzer yönlerimizi keşfettiğim ufkumu açan bir filmdir. Tam bir flamenko ziyafeti...
YanıtlaSilhem müziklerin, hem konunun, hem de bu ikisinin harmanının çok çok güzel olduğu bir filmdi bu bence. gerçi tony gatlif'i kayırıyor da olabilirim tabii ama acıyı bu kadar güzel işleyebilirdi herhalde.
YanıtlaSil