12 Şubat 2009 Perşembe

Karakter Tahlili: JOKER

--İlk Batman'den başlanıp daha ziyade son Batmen'e ağırlık verilerek yazılmış bir incelemedir.--

Gelmiş geçmiş en acayip karakterlerden biri Joker'dir herhalde. Bu yüzünü hiç görmediğimiz adamı önce Jack Nicholson efsaneleştirdi, sonra Heath Ledger efsanesine efsane kattı, hatta O Joker'e ne kattıysa, Joker de O'na kattı ve adam ölürken ölümsüz Joker olarak hafızalara kazındı.

Joker ilk Batman filminin düşman karakteriydi. İnsanlara bir şekilde yanına sokulma izni verip sonra yakasındaki çiçeğinden yüzlerini yakacak şekilde asit atan bir düşman karakterdi. İlk Batman filminde Bruce Wayne'e karşı Joker tam bir düşmandı, ki Gotham City'nin o gotik havasının aksine renkli ruhlu giyinip palyaço makyajı yapan bu adamı belki Batman'in ilk filmi kadar hafızalarımıza kazıdık. Çocukluğumuza denk gelen bu filmdeki Joker'den ürktük ama sevdik de bir yandan, yüzünden geçmeyen o gülümseme ve Jack Nicholson'un o muhteşem oyunuydu belki de Batman'i bu denli sevmemizin sebebi . Tabii Joker'in o gülen yüzünün Bruce Wayne'in devamlı depresif olan ruh haliyle taban tabana zıt oluşu filmi cazip kılan faktörlerin önde gelenlerindendi. Asit atma hikayesini ise kendi yüzünün yanıklığıyla bağdaştırmışık, ki bu filmde geçen konulardan biriydi.İşte tam bu noktada Heath Ledger'ın Joker'ine atlayabiliriz sanırım. Heath'in Joker'i yaptığı kötülükleri kesinlikle yüzünün durumuna bağlamayan daha güçlü bir karakter. Kaostan beslenen bir adam olduğu için yenilmesi çok güç. Aynı renkli kıyafetler ve makyaj onda palyaço gibi durmuyor, hatta gerilmemize sebep oluyor. Hareketleri ve giyimi o kadar uyumsuz ki belki bu yüzden hem her şeyi yapabileceğini düşünüyoruz, hem de bu pervasızlığını seviyoruz. Devamlı yalanan ve sesi kısık bu karakter o kadar akıllı ki, her şeyini önceden planlıyor. Her ne kadar kaosu savunsa da ve gücünü kaotik ortamlardan alsa da kendisini kaosa bırakmayı reddeden bir yapısı var. "Plan yapan bir adama benziyor muyum?" diye sorup eylemleriyle bunu yalanlayacak kadar dengesiz. Sarhoş gibi hareket edip akıllı laflar ediyor, her an herkesi manipüle edebilecek şekilde davranıp konuşuyor. Bir süreliğine Batman'e bile gerçekten o benim yüzümden var dedirtip suçlu psikolojisine sokmayı başarıyor.

En garip yanı makyajı gibi dururken kendisi bununla dalga geçerek oyuna 1-0 önde başlıyor, onun zayıf noktasının bu olmadığını herkese başka başka anlattığı o dalgacı hikayelerle kolayca ispatlıyor. Bu sebeple de yenilmesi zor bir karakter. Mimiklerini ve yaralarını gizleyen o makyajının aktığı sahnede bile korkutucu ve sevilesi olmayı başarıyor. Batman'e o anda öyle laflar ediyor ki karşısındakinin boşluklarının ne olduğunu önceden düşündüğünü çok net görebiliyoruz.

Elbette inanılmaz replikler yazılmış. "Seni öldürmeyen şey seni yabancılaştırır" diyor bir yerde. Bir başka anda "Sen iyiliğin en ucunda olduğun için ben varım" diyor Bruce'a. "Aslında ben dengeyim, senin dengeyi bozmanı önlüyorum." "Sen şimdi beni kuralların yüzünden öldürmezsin, ben de seni çok eğlenceli olduğun için öldürmem, sonsuza dek böyle yaşar gideriz" derken Bruce'u alaşağı ediyor. "Beni tehdit edebileceğin hiçbir şey yok" derken kaybedecek hiçbir şeyi olmayan adam en tehlikeli adamdır lafına şahane bir gönderme yapıyor. "Benimle diğerleri gibi konuşma, aramızda bir fark yok, olmasını istesen bile yok. Onlara göre sen de benim gibi bir ucubesin. Sana şu anda ihtiyaçları var, ama ihiyaçları kalmayınca seni de silecekler." dediğinde Batman yansıtmamaya çalışsa da ciddi bir ikileme düşüyor. Batman'in yumuşak karnını bulduğu anda vurmaktan çekinmiyor: "Neler yapabileceğini görmek istedim, ve beni hayal kırıklığına uğratmadın, 5 kişinin ölümüne sebep oldun, Dent'in yerini almasına izin verdin. Benim için bile bunlar çok kötü şeyler".

Onu unutulmaz kılıcak olan sebeplerden biri bu sözleri söylerken takındığı dengesiz tavır. Zaten bu dengesizlik filmin başrolüne oturmuş ve Joker'i Batman'den daha çok sevilir hale getirmiş. Onun bu dengesizliğinin altında söylediklerini yapacağını bilmemiz ona güvenmemizi, yine söylediklerini yapacağını bilmemiz ondan korkmamızı sağlıyor. Hem güveni hem de korkuyu arkasına alan bir karakter zaten en güçlü karakterdir, ve herkes ona karşı çıkmaktan çekinecektir.
Oscar'ı alması büyük ihtimal, ama bunun ölümüne bağlanması role saygısızlık bence, böylesi abuk bir rolü bir karaktere çevirip unutulmayacak bir yer edindirmeye ancak saygı duyulur gibi geliyor. Böylesi bir oyuncunun ölümü ise her seyredişimizde hüzün getiriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder