Hakkında yapılan içi boş, yavan, kopuk, klişe gibi değerlendirmelere hak vermediğim film. Bence Sofia Coppola hikayeyi tam da olması gerektiği gibi anlatıyor. Filmin asıl amacı muhafazakar amerikan ailesini eleştirmek değil. Hatta ailenin davranışı kızları eve hapsetmek dışında o kadar gaddarca değil. Tamam, aslına bakarsak gaddarca ama Türkiye'deki ailelerin büyük kısmının benzer baskıları yaşattığını göz önüne alırsak "normal" bile sayılabilir. Film genel geçer bir ergenlik bunalımı hakkında da değil. Depresyon diye genelleyince, hatta ergenler hayat hakkında ne bilebilir gözüyle bakınca her şeyi basitleştirmiş oluruz. Zaten filmin sonunda bir gencin kendini havuza atıp kızlarla dalga geçmesi çoğu insanın onları anlamadığını gösteriyor.
Lisbon kızlarının hayatları onları uzaktan izleyen gençlerin gözünden takip ediliyor, o yüzden kızların davranışlarına tam olarak anlam verilemiyor.En küçük iki kızın öne çıkan davranışları dışında kızları birbirinden ayıramıyoruz bile. Plakların yakılması, dışarı çıkmalarının yasak olması dışında yaşadıkları şiddeti görmüyoruz, dışarı çıkmak için birkaç denemelerinden başka tepkilerini görmüyoruz. En fazla cüretkar Lux'ı tanıdığımızı düşünüyoruz, ama onun hakkında da derinlemesine bildiğimiz birşey yok aslında. Normalde gençler baskıdan kaçıp kendi çaplarında özgürlüğü yaşamaya çalışırlar. Ama Lisbon kızları için durum farklı. Kızlar adeta bize çocuklara dedikleri gibi "bizimle konuşmak zorunda değilsin" diyorlar. Onlar böylesine güzel, masum ve gizemli olduğu için ilgimizi çekiyor. En sonunda kızlar topluca intihar ettiklerinde bize çok da inandırıcı gelmiyorlar. Oysa Lux bir şekilde kaçabilirdi, değil mi?
Filmi izlerken ben kızların deneyimsizlik yüzünden öldüklerini düşündüm. Kendi aralarındaki iletişim, kurdukları hayaller, kendilerine verdikleri zarar da bir deneyim sayılır tabi. Ancak çocukların güvenlik, disiplin ve masumiyet adına hayattan uzak tutulması onları tamamen pasifize ediyor. Filmin türkçe ismi "masumiyetin intiharı"nı sevdim bu yüzden. Filmde bu kutsallaştırılmış masumiyet kavramı kendi kendisini öldürüyor. Annenin kızların masumiyetini hayatları boyunca zorla korumaya çalışması, bazı erkeklerin onların masumiyetlerinin tadına bakıncaya kadar peşlerinde dolaşmaları, sonra da onları bırakıp gitmeleri kadar ikiyüzlü bir davranış. Bu güzeller etraftaki herkesin ilgisini çekiyor, ta ki masumiyetlerini intiharla kaybedinceye kadar. Bir tek onları kurtarmaya çalışan çocuklar hatırlıyor. Ama çocukların onları bu hayattan kurtarmaya çalışmaları onlara haksızlık olmuyor mu? Kurtarılmayı beklemiyorlar, zaten bir kaçamak fırsatından önce intihar ederek bunu çok net bir şekilde anlatıyorlar. Kimbilir belki de masumiyetlerini intiharla sonsuza kadar korumuş oluyorlar. (17.07.2008)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder